Eylül 28, 2009
Eylül 18, 2009
gidelim görelim
eveett, 2 haftalık okul maratonundan sonra izmit'e adımımı attım bir saat kadar önce. istanbul'da internetten uzak kaldım, sizleri üzdüm biliyorum. neyse gelelim mevzuya..
dün akşam 5.30da yvaine ile kayışdağı'ndan yollara düştük. cadde'ye gittik, c.a.y'yi de aldık falan. amaç waffle yemekti, öncesinde de tabi iftar yapacak idik. gittik, yemek yedik, waffle yedik, tatlı krizinden çıktık falan derken kahve falı mevzusu açıldı. sonra da yürümeye başladık.
gideceğimiz yere vardık, oturduk. kahve sevmeyen, sadece bir kaç kez içmeyi başarmış bendeniz, gelmişken içeyim bari dedim ve kahvemi içtim. sonra falcı abinin masaları dolaşmadığını, fal baktıracak insanın kalkıp onun yanına gittiğini öğrendim. adama baktım, hiç de fal bakacak tipi yoktu. neyse efenim, önce yvaine kişisi gitti, falına baktırdı. hemen peşine de ben gittim tedirgin şekilde.
masaya vardığımda adam orda yoktu. tam oturacaktım geldi, tanıştık, el sıkıştık, oturduk. ilk saniyeden adamdaki enteresan enerji kendini belli etmişti zaten. şahsen elimi kolumu nereye koyacağımı şaşırdım biraz. sonra adam fincanı açtı, masaya koydu, başladı anlatmaya. fincana göz ucuyla bile bakmadı. bir ton şey söyledi. hani derler ya "her şeyi bildi", tam olarak öyleydi sanırım. ne söylediğini anlatmaya lüzum yok şu an. sonracığıma, fal faslı bitti. tekrar el sıkışıyorduk ki adam tekrar konuşmaya başladı. bir süre el ele oturduk, yvaine o anı kaçırdı. görseydi çok gülerdi. dışardan bakan biri için gayet komik bir sahneydi. sonra da teşekkür ettim ve bitti.
işte böyle... adamın etkisi hala üzerimde. çok tuhaf geldi bana, yvaine ne düşünüyor bilemiyorum.
size de diyorum ki: gidin görün.
hatta gitmişken kendisinden nüfus cüzdanını alıp bana ulaştırırsanız sevinirim. zira nikah işlemlerine başlayacağım çok geçmeden. falcı koca fikri sizce de çok eğlenceli değil mi?
Eylül 17, 2009
globalizm
avrupa birliği olmasaydı ve halkımız beleşe avrupa görecez diye kıçından projeler uydurup durmasaydı, bu projeleri değerlendirmek için bürolar kurulmayacaktı. bunun için kurulan büroda insanlar görevlendirilmeyecekti ve benim de hayatımda koridorun sonundaki çocuk diye bir kavram olmayacaktı.
aynı büroyu, oradan oraya taşıyan bir türlü yerinde duramayan yöneticiler olmasaydı, koridorun sonundaki çocuk artık "köprünün karşı tarafındaki çocuk" olmayacaktı.
başa dönüyorum. 1. paragraftaki olaylar olmasaydı hayatımın son 3 haftası koridorun sonundaki çocukla karşılaşma ihtimalleriyle geçişmeyecekti.
globalizmin içine sıçayım.
*30 yaşındasın. ne karşılaşma ihtimali? lisede miyiz?
*eğleniyordum be blog. bu binada, kendi kendimizi eğlendirmezsek başka kimse bizi eğlendirmiyor.
Eylül 11, 2009
kültür vasıtasıyla ulaşmak ve koklamak
ya bu da bok çıkarsa?
koklayınca anlaşılsa keşke
beyza says:
niye çıksın
he
keşke
lan ne güzel olur
kavun gibi
hoplatsan falan çürük çarık var mı
bu hoplatmak hoş olmadı ama
bu diyalog bence ahyavyum için ideal
clémentine says:
buyrunuz tutmayayım
beyza says:
kokun ulan!
Eylül 07, 2009
aklına sürekli fikir gelen insanların buluşma noktası: evrimin sıçtığı nokta.
işlerini görürler ama, bu sefer başka bir bilmecede takılırlar. herşey tahminler varsayımlar. söz konusu üniversitenin web sitesine girip baksalar sorularının cevabını bulmaları zor. sanırsın ejderhayla savaşılıyor.
işte o çaresizlikten çıkış anı:
clémentine says:
ben tüm öğretim hayatımın ağzına sıçayım
clémentine says:
ulan bunu da düzeltecem
clémentine says:
parasız danışmanlık bürosu açacam
clémentine says:
gelin öğrenciler gelin size akıl verelim
clémentine says:
dershanedeki düdük rehber öğretmeniniz sizi sallamıyor mu?
clémentine says:
moralinizi mi bozuyor
clémentine says:
sınavlarınız vasat diye adamdan mı sayılmıyorsunuz
clémentine says:
gelin lan
beyza (00:36):
akjdaklsjda
lan var ya
ne sevabna gireriz
öbür tarafa yatırım direk
allama deli sevap
öğrenciler, toplanın bir olun, akıllı uslu bilgilerinizi paylaşın.
Eylül 06, 2009
çiş
olay: ebg kişisi, çişi gelince kaşınmaktadır. google it der. karşısına çıkan sonuçlardan birinda şu yazmaktadır. "tartının üzerindeyken çişim geldi ben de yaptım."
beyza says:
clémentine says:
tahminleri doğru çıkar bu bir çingeninin oğlu olmuş çekmiş çükünü koparmış hadisesidir.
beyza says:
öööh
clémentine says:
hasta ruhlu ebeveynler, ellerine geçen teknolojiyi bitkiden farklı olmayan veletlerine günlük yaparak kullanırlar.
clémentine says:
ebg buna sinir olur
clémentine says:
dfaha çok kaşınır
mevzu bahis site: http://egealp.kafeikon.net/gunlugum.htm
Eylül 05, 2009
doomgünüm
beyza hanım feysbuk voluma yazar:
büşra hastasınım lan, iyi ki doğmuşsun. valla bak. çok mutluyum bugün bu hadiseden ötürü. seni seviyorum onu zaten her gün sabah uyandırmak için söylüyorum da, yine buradan yazayım dedim. bak şerefine davulcu geçirtiyorum sokaktan kıymet bil. canımsın. öpeyim mi? öpüjem.
geleneği bozmayarak sana da teşekkür ediyorum.
davulcuya bi şey demiyorum da, uyandırma mevzusunu ayrıca görüşelim bebeğim. öptüm.