Mayıs 14, 2015

High fidelity

Bir sınav daha azaldı ömrümden, bir gün daha bitti. biz hezimete daha bir adım yaklaştım.
Yaklaşmak derken...

"amacımız a noktasından b noktasına gitmek olsun. bu yolu tamamlamak için önce yolun yarısını hele bi katedelim. geri kalan yolu yeni gorev olarak ele alalım ve aynı yaklaşımla hele bir yarısını gidelim bakalım.. bir süre bu şekilde devam edelim. sonra birden anlayalım ki, ne kadar gidersek gidelim, bu yol hiç bitmez, çünkü sonradan mutlaka gidecek bir "öteki yarı" kalır"

ben bir yere yürüyorum, hedef orada öylece duruyor, uzaklaşmıyor da, duruyor öylece. Ama benim yolum bir türlü bitmiyor. Zenon yaşasa gözlerinden yaşlar boşalırdı. Derdi ki "kızım benden sonra Calculus diye bir şey uydurdular, hatta bilirsin Newton var Leibniz var, iyi çocuklar, artık bir şeye yürümene gerek yok evladım, otur hesapla, olmazsa sonuna C eklersin hallolur, hadi kızım, hadi evladım. "

Ben iyi mi değilim?

Mayıs 12, 2015

Depresiften normale, daha doğrusu o bilmediğim halden daha stabil ve normal bir hale dönünce, bir süre müzik dinleyemedim. bir kaç gün olmalı. çünkü öncesinde dipten kum çıkartıp kumsalda parti vermiştim. hazır başlamışken dinlemeye ve çalışırken dinlemek artık koymamaya başlayınca, eski dostlardan kim kaldı dedim ve Kasabian'dan Goodbye Kiss'in Spotify için kaydedilen akustik versiyonun dinledim.

o şarkıda bir parça karanlık vardı ama ağulamışlar bu sefer. Maalesef youtube'da yok. Şununla idare ediverin.

https://open.spotify.com/track/4bmknQMyPlJeTwW7zPCxmb

ve fakat... her durum kendi olay evreniyle geliyor. şu anda içinde bulunduğum durumun da olay evreninde Kasabian - Goodbye Kiss çalamıyor. Kan uyuşmazlığı. O çekici karanlığına rağmen, ilkokul melodisi gibi geldiği için şarkıdan biraz soğudum.

Ama sonlara doğru da aklıma şu geldi, özellikle 2. kısımdaki nakaratta backvokal işin içine girince.

Benim beynim bir tuhaf olmaya başladı ya hayırlısı.

https://www.youtube.com/watch?v=HKRoNyNUnfY

İzleyenlerin bence hala etkisi altında olduğu, o etki gitmesin diye belki bir daha izlemeyeceği, pekmez gibi koyu, çay gibi afyon patlatıcı, kahve gibi ayıltıcı ve karahindiba kadar umut verici La Fille Sur Le Pont filminden Marianne Faithfull söylüyor "Who will take my dreams away?"