Mart 28, 2010

üf püf ve bilumum sıkıntı nidaları

yüz yıldır buraya bi şey yazmadım. şimdi de yazacak bi şeyim yok gerçi ama sıkıntıdan buraya saldırdım. diğer blogumu da kapattım zaten, gayet salak günler geçirdiğimden kayda değer hiç bi şey de olmuyor.

bugün şunu öğrendim : huzur greyfurt suyunda. cle için de şalgam suyunda mesela. şalgam bende işe yaramadı. siz de kendinizinkini bulun, çok eğlenceli. 

adını hatırlayamayıp kafayı yediğim bi şarkıyı dün gece cle ve beyzayla cle'nin arşivi kurcalarken bulduk. perfect strangers! cle acayip sevaba girdi. şalgamla giremediği sevabın yerine sayıyoruz bunu.

az önce yine cle björk- where is the line yolladı. ne tuhaf şarkı.

şu an mikrobiyoloji çalışıyor olmam gerek. of. 

dın dırırım dırırım dırırım ...


Mart 21, 2010

vapurlar hakikaten tuhaf

her defasında, ısrarla her defasında, kadıköyden beşiktaş vapuruna bindikten sonra vapur o en dıştaki setin de dışından gidince, "hassktr işte yanlış vapura bindim kesin kesin, bu kadar insan da zaten adaya gidiyodur o teyzenin elindekiler de pikniğe gider gibi zaten çantası falan" diye başlıyorum kurmaya. halbuki ada vapurunun kapısı ve salonu ayrı taraf, onu da biliyorum. ama naparsın, bi de millete ne uydururm da gidiş dönüş süresini nerede harcadığımı anlatırım diye kurmaya başlıyorum: acil bi işim çıktı gelemiyorum desem? evet evet. ilk adada inerim, sonra hemen ilk vapura atlarım...

Mart 15, 2010

#1

-izzeti nefis meselesi bir yerde. orada, yanı başında durduğunu bile bile uyumak. tanrım! şu güzelliğe bak! şu kıvrımlara, şu kokuya, şu... kendime hakim olamıyorum, gel yavrum, gel bana.

andropoza girmiş beyaz bornozlu nuri alçodan, nutella kavanozuna methiyeler.