Ocak 31, 2010

31 ocak için 13 fotoğraf.

“Korkuya tosladığında,
felakete uğradığında, çukura düştüğünde tek yapman gereken çemberde geri geri yürümektir; ta ki zıt parçana ulaşana dek. Sebeb-i felaketin her neyse onun zıddına ulaşana dek.” demiş elif şafak, şehrin aynalarında "yaşlı"nın ağzından.


ol sebepten, kendi doğumgünümde kendime hediye olarak içimi en yansıtan fotoğraflardan foto-blog yaptım. kuşkusuz devamı gelecek, derinlerden çıkan fotoğrafları ya da yeni çekeceğim içimin çamurlu sularından çıkan fotoğrafları oraya ekleyeceğim. ancak bugün açılış nedeniyle sadece 13 tane fotoğraf var. tosladığım şeyin tersini bulmak da bu yaşımdan dileğim.

http://eberre.wordpress.com/2010/

Ocak 17, 2010

uykusuz

bi daha uykusuzluk iyi bir şeydir diyeni 3 gece uyutmam görür bal porsuğunun dişlerini.
(bkz.bal porsuğu)

gözümü kırpmadan geçen bir gece daha. nereye... nereye gidiyoruz?

ey metabolizma, bir gün anoreksik bir insomniak olduğunda bal porsuğunun önüne atacam seni. haberin ola.

Ocak 14, 2010

özür dilerim

aşk ı memnu izlerken bizim evin giriş kapısının karşısındaki secret door'un skuaş salonuna açıldığını seda'ya söyleyiverdim. ağzımdan kaçtı. ama napayım çok üstüme geldi, "sizin evde var mı skuaş salonu!" diye aşaladı. tutamadım kendimi özür diliyorum.

beraber yaşama mevzubahsi

bilindiği üzere ismini vermek istemediğim bazı blog kullanıcılarıyla (bkz: spayka) aynı evi paylaşıyorum. taaa ki kendisi tatil münasebetiyle evi terk edene kadar. bu geçici ayrılık süresince 2 gece evde yalnız kaldım. çok nefisti. yalan yok harikaydı yani. sonra arkadaşım seda geldi. iki gündür de onunlayız. ve kendisi, sürekli spayka kişisini anıp,"spayka'sız bu evin tadı yok..." diyor. beni yalnızlığın cazibesinden kurtarmaya çalışıyormuş canım arkadaşım, çok kaptırmayayım da işte bitince üzülmeyeyim gibi. haklı. ama sonra fark ettim ki, seda da tam bir spayka. şu an peteğin önündeki minderde kedi gibi kıvrıldı uyuyor. bütün gün peteğe sarılı yaşadı. adeta şerli hoca'nın okuldaki peteğe yapışması gibi. koala misali böyle. dışarı çıkarken yanında götürmeyi teklif etti. hayır dedim. şimdi düşünüyorum, acaba mükemmel bi ilişkinin önündeki tek engel ben miyim? acaba benim yerime seda mı yaşamalı bu evde? düşünüyorum düşünüyorum, ve sanırım buradan çekip gideceğim. çıt çıkarmadan, hiç hissettirmeden. bu ilişkiye daha fazla mani olmak istemiyorum çünkü. sokaklar benim, istanbul benim.

ööööööööef aman yarabbi kendime geldim bi saniye. aşk ı memnu başlamadı da sıkıntıdan kafayı yedim özür dilerim. evi bırakmam! çok sevdiğimi fark ettim döşeyeceğim burayı yaşanası bi hale getireceğim küçük dünyam olacak. beyzanın küçük dünyası. sofi vardı böyle.

Ocak 13, 2010

sevgili günlük pardon blog

ah be blog. kimse ne istediğini bilmiyor şu dünyada. kimi ilişkilerinde bilmiyor, kimi benim gibi hem bilimadamı hem sanatçı olmak isterken devlet memurluğu yapıyor. en vahimi benmişim birden idrak ettim. tabii ki şu arkadaştan sonra http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?id=17810995

bugün düşündüm de yaş 30a geldi dayandı. şunun şurasında 18 gün var. ki aramızda lafı olmaz, zaten 2-3 senedir 30 olduk diyorum ben sürekli. bıraksam bu işleri de çocuk falan mı doğursam? yapamadıklarımı yapma imkanı sağlamaya çalışsam ona. sahi insanlar birden dellenip çocuk sahibi olurken böyle bir düşünce mi oluyor içlerinde.

neyse boş ver.

ayrıca, gelecek 6 ay bildiğin hiç bir şey yapmadan yatıp dinlenecem. sadece iş. canım çekerse fotoğraf çekerim. amaç yok, koşmak yok, kendimi yormak zihnen bunalmak yok. rolantide devam.

hayır siz bana bakmayın da benim bildiğim bir terapist var. seansı çok para. yoksa bugün giderdim.

of.

allahım sen kimseyi geçiş formu yapma. ne zormuş.

Ocak 11, 2010

kenan

süper rol yapıyor. arkadaş ne adammış, nasıl güzel ağladı öyle ya. bu akşam oturdum ezel izliyorum ben gençler hadi kına yakın kıçınıza. tuttum diziyi evet. sırf oyuncularla bu kadar ağır diziyi izletiyolar işte helal olsun. o cansu'dan başka hatun yoktu sanırım memlekette, tek sıkıntı bu. dayı da sıktı biraz yeğen yeğen. gece rüyama girecek bi şey değil.

kenan ama.


ekleme: jfskdljfksdljfsklj iyi güldüm ya yine allah razı olsun. valla çok iyi güldüm. sevgili arkadaşım esin'in de payı büyük tabi. yalnız izlenmez bu dizi sıkılırsın kapılırsın falan. birileri olcak.

Ocak 06, 2010

***

ayo technology dinleyerek kopmak...

**

ha bi de şu vardı:

geçen izmit'te efe turda bekleşirken iki akıldan nasibini almamış genç kızımız girdi içeri. ikisi de salaktı, çok net. ama biri çok fenaydı. gayet yarma olan kızımız mini etek ve file çoraplarıyla boy gösteriyordu. ve önemli bi detay: dışarısı çooook soğuktu, rüzgardan şemsiyem kırılıyordu falan. beyza da bolca sövdü bunlara.  sonra 2-3 sefer tuvalete girdi bu salaklar. beyza da yorumunu yaptı: 

-böyle gezersen çıkamazsın tabi ordan. çocuğu da olmaz bunun.

aradan bi kaç saniye geçti. beyaz gayet sakin şekilde

-huzur islamda.


beyza aynı günün akşamında haydarpaşa'da da görmüş kızları. belirtmemi istedi.

*

beyza:  ya ben doğum günümde kendime ne alsam?

Ocak 03, 2010

ev çok müsait

asdahjdkahj yanlış anlaşılmasın, kına gecesi ya da ne bileyim kadınlar matinesi için falan. baktım da bi, az eşyadan dolayı ufacık ev bile bomboş görünebiliyormuş. televizyonda da bir devlet meselesi olarak halletmemiz gereken kıraç bir adet anadolu rock parçası söylüyor. yani türküyü kavırlamış, gitar sololar falan var. göğsüme vura vura çürüttün sol yanım ey türküsü hani. dedim ki adam olsa kalkar oynardık yani ev çok müsait. baktım da baya baya yani müsait ev.

sıkıldım allahsızlar çok sıkıcı bu spayka da beni hiç eğlendirmiyö.