Kasım 08, 2014

ingilizce başlık atmak istiyorum ama gururuma yediremiyorum.

Of o özentilerle senelerce dalga geçmeyecektim ki şimdi iki satır da olsa İngilizce yazacaktım.
Bizim asıl konumuz evrimin bizi neden ve nasıl elediğiydi. Benden çıkmıştı fikir. Ama sonra nasıl oldu da ben blogu ele geçirip, henüz tazecik (34) yaşımda üniversite maceramı anlatır oldum? Bilmiyorum.
Gerçekten ilişkilerden ve nesil aktarımından bahsetmek çok sıkıcı. Ama benim iç bunaltılarım ki artık yoklar da zaten, en azından debelenmelerim var, bunları yazmak daha heyecanlı.

Misafirlik ve alışma süresi olan 3 postu geride bıraktığımıza göre, burayı tamamen ele geçirip fizik öğrencisinin ermişlik sürecine doğru aldığı yolu konu alan bir bloga dönüştürebilirim.

Bir arkadaşım bana "salvador dali gibi sürreal bir kafan var sen neden analitik olmaya çalışıyorsun" demişti. Haklı mı acaba? Hatta demişti ki "senin yolun o yol, bırak bu fizik mizik işlerini sen sanatçı ol" demişti. Deli mi ne be?!?!

Şimdi kısa bilgilerle devam edelim; fizik dediğimiz şey hareketi inceler. Evrendeki her şeyin hareketini. Bu. Her şeyin temeli o hareket dediğin saçma sapan eylem. Yerinizde dursanız, kımıldamasanız, hiç bir şey olmayacak arkadaş! Siz debelendikçe burada bir grup insan saç baş yoluyor.

Ayrıca Spica burayı okuyorsan, ofisimin karşısında Apoptozis lab.ı olması, sence evrenin hoş bir tesadüfü mü, yoksa artık olayların altında tesadüften ya da kaderden başka 3. bir yol mu aramalıyız? İpucu veriyorum; inception.

2 yorum:

spica dedi ki...

bazen cümle kuramıyorum. yine olmadı, yazamayıp yazamayıp sildim. kafam sıkkın, canım karışık. apoptoz içimizde, içimizde. ahhahhaa.

spica dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.