Kasım 07, 2014

Someone like you

Bir cuma günü daha... Bir laboratuvarın sonu daha. Bir delicesine gerilimli günün sonu daha.
Yazdıklarım depresif mi geliyor? Bilemiyorum bunu, çünkü henüz kimse burada tekrar yazdığımın farkında değil.

Her yurdum insanı gibi her şeyim yarım. İngilizcem yarım, bu yüzden saatlerce çalışmam gerekiyor.
Yetmiyor matematiğim yok, yetmiyor fizik lab.ları anlamsızca zor geçiyor. Bu dönemki Newton deneyleri zor geçerse gelecek dönem Elektrik deneylerinde napacam?

Buradan bir şeyleri yanlış yaptığım konusunda emin oluyoruz. Belki de 6 ders alarak hatayı ben en başında yaptım. 

Bütün bunlara rağmen, her akşam eve gitmeden çalışacak gücü nerden bulduğum konusunda bir fikrim yok. Ama az çalıştığım konusunda bir fikrim var. Bu geceden itibaren 16 Kasım'da vizelerin bitişine kadar çalışmayı göze aldım.

Ben böyle miydim? Değildim. Nasıl böyle oldum ki acaba?

Neticede çalışkanlığımdan memnunum. Sadece bir şeyi yanlış yapıyorum.

Belki de en başı yanlış.

34 yaşında, 2 yakalı bir şehirde hem çalışıp hem Fizik okumak yanlış.

Ama çok sevdim ne yapaydım?


"Bazı kuşlar vardır, uyurken kanatlarını başlarının altına alırlar ve uyurlar. Sen de öyle yap, başını kanadının altına al da, kendi yüreğini dinle. O ne diyorsa onu yap. Ama beğenmeyeceklermiş, varsın beğenmesinler."
*Halikarnas Balıkçısı'nın Azra Erhat'a yazdığı 11 Mayıs 1957 tarihli mektupdan.

Hamiş: Kendime not, o kadar sıkıcı bir insan oldun ki her şeye bir açıklaman var. 

2 yorum:

spica dedi ki...

kimse farkında değil mi? çok yanılıyosun dostum. beyzanın son postuna yaptığım yorumu tekrarlıyorum: bloggerı asla terk etmedim.

clémentine dedi ki...

Allahsızlıktan öleceksin haberin yok. Bi ses ver bari, de insan şurada sıkılmasın. Aaaa. Hep ben konuşayım zaten, hep ben yazayım, Spica hanım köşesinden izlesin. Ne ala lan!