Temmuz 23, 2009

occet vs. nilka

eskiden benim odam ıncık cıncık şeylerle doluydu. şimdiyse toplam ıncık sayısı 3.
üzerinde "sometimes ı pee when i laugh" yazan kafalı bir kalem, 2 cm uzunluğunda bi roysroys, ve kafası kopmuş bir koyun olan kağıt tutacağı. duvarda asılı dreamcatcher, camdan fil, içinde fotğraflım olan çerçeve, sicime dizili cevizden kuşlar, keman, takvim.. bunlar da hediye kontenjanından ortalıktalar ve bir çoğu 2 yılı aşkın süredir ortalıkta.

şimdi ben bazen çevreme bakıp ıncık şey kapasitemin azalmasını görüp, bunun ince düşünme, kavramları birbirine bağlama, kıvrak zeka ve yaratıcılıkta da azalmaya yoruyordum...

sonra nil karaibrahimgilin sitesini gezdim. tasarım anlamında cidden, süpersonik buluyorum siteyi. üşenmedim tüm notlarını okudum, fotoğraflarına baktım. ben bayaca düz bir insanım nilka karşısında. ama o da çok girift değil. hatta sanırım buna çalışırken bunu yapamıyor. onu farklı kılan, her nasılsa tc vatandaşı olarak, şarkıcı olarak da buna çok yakın bir hayat sürmesi ve bunu da çekinmeden sunması. hani herhangi birinizin sıra arkadaşı olabilir nilka, hatta iddia ediyorum ondan daha ilginç insanlar tanıyorsunuzdur. tek kusurları içine sokulası bir şirinlikten nasibini almamış ve şarkıcılıkla alakasız olmaları.

sonracığıma, vakti zamanında kankamın hayran olması nedeniyle ismine aşina olduğum orhan cem çetin'in (kısaca occet) "bedava gergedan" kitabını okumaya başladım. kapağı çok hoşuma gittiğinden fotoğrafını çekip cep telefonuma koydum. ve bunca zamandır onca kez kapağa bakmış olmama rağmen ne demek istediğini cep telefonumun arka planında görünce anladım. ki occet facebooktan da arkadaşım olur. çünkü yine kankam gidemediği için sırf onu sinir etmek adına katıldığım occet konferansında, konuşmalarını dinlerken mest olmuştum. hatta spica da yanımdaydı. onaylayacaktır süper akışkan konuşması, kibirden uzak bilgili hali ve kocaman kafasıyla beni büyülemişti. süpersonik bi insandır kendisi, hatta ben büyüyünce occet olmak bile istedim.

bedava gergedan, yazıya ve fotoğrafa ucundan da olsa dokunmuş herkesin okumasını şiddetle tavsiye edeceğim bir kitap. özellikle benim gibi hikayesi olmayan fotoğrafla işi olamayanlarca kesinlikle^3 okunması gereken bir kitap. occet, fotoğrafı alıp ulaşılmaz bir meta haline getirmiyor. onu düşüncemizin görünür hali olarak sunuyor. fotoğraflarının notları var. kendi tarafından yazılmış. minicik hikayeleri var. burada hikaye derken aşk ayrılık vs. demiyoruz. hepimizin (lütfen hepimizin olsun) yolda yürürken kendi kendine düşündüğü, genelde sağdan soldan gelen uyaranların şekillendirdiği, bir saniye sonra hatırlanmayan düşünce yumaklarının fotoğrafları bunlar.

şimdi occetle nilka'yı neden karşı karşıya getirdin dersen; biri asıl biri suret gibi. şu sıra güzel metafor kuramıyorum o yüzden de pek yazamıyorum. ama occetteki yaratıcılık ve detaylardaki zeka korkunçken, ve üstelik kafamıza vurulmadan yapılıyorken, nilka aslında sen gibi ben gibi bir kızceğiz. onun da evrimle sorunları var. yine de kendisini yermek için yazmadım bunları. sadece iki olay kahramanımı peşpeşe izlediğim için aklımda bir karşılaştırma yaptım.

occetin bedava gergedan kitabının kapağı.



ve evet, ben çok bilmiş, ukala, akıcı konuşan herkesi seviyorum. simber atay'a da bu yüzden vurulmuştum :) ve işte bu yüzden evrimin sıçtığı yerdeyim.

1 yorum:

bg dedi ki...

beyaz amca. çok sevmiştik, çok tatlıydı çünkü. akıllı da. daha ne isteriz. kitap kapağı da iyiymiş. içi de iyidir heralde. neden olmasın.